"Gemiciler çok para kazanıyor" diyenler bunları da biliyor mu?
27.06.2022 13:47:35 |
Endüstri İlişkiler Denizciler Sendikası eski Genel Başkanı, Kaptan Dr. Hasan Pekdemir, denizcilik mesleğinin zorluklarını ve denizcilik sektöründe çalışanların taleplerini anlattı.
Kaptan Dr. Hasan Pekdemir, “Denizcilik mesleği tehlikeli ve yıpratıcı iş kollarının en önemlilerinden biridir. Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) ve Dünya Denizcilik Sağlık Örgütü (WMHO) ne göre denizcilik, en tehlikeli iş kollarından biri olarak tanımlanmıştır. Geminin batması, güverteden düşme, boğulma, vinç kazaları, asılı merdivenden düşme gibi yaşamsal tehlikenin yanı sıra; uzun süre kara parçasına hasret kalma, aile ve arkadaşlarından uzun süreli ayrılıklar ciddi zorluklardır. Denizcilik mesleğinin en önemli özelliklerinden biri de 24 saatlik çalışma düzeni ile uzun süre 6-7 ay gibi çalışmayı zorunlu kılmasıdır. Denizcilik, birçok yönüyle diğer mesleklerden farklı kılan özelliklere sahiptir. Doğa koşulları ölümle burun buruna olmak demektir. Gemiler açık ve ıssız denizlerde fırtına, buzlanma, akıntı, yangın, batma, su alma gibi deniz kazaları tehdidi altında sefer yaparlar. Gemi insanları, sürekli nemli ortamda çalışırlar. Bir demirin bile 4-5 yılda paslandığı düşünülürse insan bedeninin birçok yönden hasar gördüğü açıktır. Doğa koşulları, gemi insanlarının fiziksel ve zihinsel sağlıklarını da olumsuz etkiler. Statik elektrik gemi insanlarının bünyesinde olumsuz etkiler yapmaktadır. 3-4 aylık bir seferde ölçülen statik elektrik 17 volta kadar gerilim varlığına rastlanmaktadır. Titreşim, gürültü, gündelik yaşamı saran çevresel etkiler birçok iş kolundan daha fazladır. Gemi insanları, tehlikeli maddelere değişik yollarla maruz kalırlar. Deterjan, yağ, yakıt, boya, zehirli boya, böcek ilaçları, egzoz gazları, dumanlar sağlığı olumsuz etkiler. Nitekim İzlanda’da yapılan bir araştırmaya göre gemi insanları mide, akciğer, mesane kanserine yakalanma riskleri oldukça yüksektir. Denizde çalışma süresi uzadıkça kansere yakalanma olasılığı artmaktadır. Bununla beraber, yan yana yaşayan gemi insanlarının bulaşıcı hastalık riski de bir hayli fazladır” şeklinde konuştu.
Gemi insanlarının çalışma koşullarından bahseden Pekdemir, “Gemide 24 saatlik çalışma düzeni olduğundan genelde 8 saatlik üçlü vardiya sistemine göre, geceli gündüzlü çalışma uygulanır. Vardiya sistemi ritim bozukluğuna neden olmaktadır. Psikologlara göre vardiyalı çalışmada yapılan test sonuçlarına göre 10 yıl bu sistemde çalışan kişiler, 6,5 yıl daha erken yaşlanmaktadırlar. Gemi insanları eskiye oranla limanda daha az, denizde daha fazla kalmakta; iş yoğunluğu da giderek artmaktadır. Denizde çalışma tam anlamıyla mahrumiyettir. 6-7 ay denizde kalan gemi insanları, aileleri ve sosyal çevrelerinden uzaktadır. Gemiler işyerleri olduğu kadar aynı zamanda evleridir. Gemi insanları; aile ortamından uzakta, aile özlemi baskısı altındadır. Ailede hastalık, ölüm olduğunda evine ulaşması günler alabilmektedir. Tüm bu nedenlerden dolayı gemi insanı yalnızdır. Sıkıntı ve sosyal yoksunluk içindedir. Bir ölçüde rahatlama, dinlenme; gemiden ayrılmak ile olur. Denizde çalışma, diğer 24 saat çalışma biçimlerinden farklıdır. Denizciliğin kendine has özelliklerinden dolayı, yorgunluk hayati önem taşır. İnsan hatası, deniz kazalarının en önemli nedenlerinden biridir. Sonuç olarak, deniz çalışanlarının maruz kaldıkları tehlike ve yıpranma nedeniyle mevcut yaş sınırından daha önce emekliye hak kazanması gerekir. Yıpranma bir şekilde telafi edilmelidir. Gemi insanlarının maruz kaldıkları şartların, onları fiziksel ve zihinsel olarak yıprattığı bir gerçektir” ifadelerini kullandı.
"Ayrı bir kanun düzenlemesine ihtiyaç var"
Pekdemir şöyle devam etti;
"Gemi insanlarının yıpranması, denizcilik camiası tarafından iyi bilinen bir gerçek olduğundan 45-50 yaş üzerindekilere iş bulmak neredeyse imkansız hale gelmiştir. Bu da emekliliği olanaksızlaştırmaktadır. Yıpranma ve istihdam sınırları dikkate alındığında, deniz çalışanlarının emeklilik yaşı için ayrı bir kanuni düzenlemeye ihtiyaç olduğu açıktır. Erken emekliliği olanaklı kılan fiili hizmet süresi zammı verilmelidir. Bir başka ifade ile sigortalılık süresi; pirim gün sayısına yaşlılık, malullük, ölüm sigortasını kapsayacak şekilde belli bir süre eklenerek bu süre çalışılmış sayılmalıdır. Gemi insanlarına 1987 yılında 506 sayılı kanun ile tanınmış bulunan fiili hizmet süresi zammı, 1 Ekim 2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı kanun ile kaldırılmıştır. Oysa, sonraki yıllarda daha az tehlike ve yıpranmaya maruz kalan değişik iş kollarında bu hak iade edilmiş ve yararlanılması sağlanmıştır. Bu itibarla 5510 sayılı kanunun 40. maddesine yapılacak ilave bir hükümle, deniz çalışanları da her çalışma yılı için 90 günlük fiili hizmet süresi zammı verilerek yararlanma hakkı iade edilmektedir."
KAYNAK: AKİT GAZETESİ
LOJİPORT