"Yüzen Saray"lar Türk kadın kaptanlara emanet
12.01.2024 09:32:38 |
"Yüzen Saray"lar Türk kadın kaptanlara emanet
Türk kadın denizciler, şimdi de kruvaziyer gemilerinde dümenin başına geçiyor. Şu an bir elin parmakları kadar olsa da, sayıları giderek artan kadın kaptanlar, dünyanın en büyük ve en lüks yolcu gemilerini okyanuslarda yüzdürüyor.
Denizciliğin her alanında çalışan ve her çeşit gemide kaptanlık yapan Türk kadın denizciler, şimdi de kruvaziyer gemilerinde dümenin başına geçiyor. Şu an bir elin parmakları kadar olsa da, sayıları giderek artan kadın kaptanlar, dünyanın en büyük ve en lüks yolcu gemilerini okyanuslarda yüzdürüyor.
Merkezi Florida’da bulunan, dünyanın en lüks gemilerine sahip Virgin Voyages’te 3rd (third) Officer (Zabit) olarak görev yapan Kaptan Hande İpek Yamanel, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Denizcilik Fakültesi mezunu. Yolcu gemisine çıkan ilk iki Türk kadın kaptandan biri olan Yamanel, “Kruvaziyer sektöründe sayımız giderek artıyor. Umarım genç denizcilere güzel bir örnek oluruz” diyor.
Royal Caribbean Grubu’na ait Celebrity Cruises’de 1st (First) Officer olan Kaptan İrem Düzdaban, kimyasal tankerlerde çalıştıktan sonra geçen yıl kruvaziyer sektörüne adım attı. Yine DEÜ Denizcilik Fakültesi Mezunu olan Düzdaban, “Türk kadını çok yetenekli. Diğer gemilerde gördüğünüz sarışın, renkli gözlü, havalı kaptanlardan hiçbir eksiğimiz yok” şeklinde konuşuyor.
Her iki kadın kaptan ile bir araya gelen İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, “Kendileriyle seyahate çıktığımız kruvaziyer yolculuklarında tanıştık. Gerçekten çok önemli bir şey yapıyorlar. Koskoca gemileri limana yanaştırıp, limandan kaldırıyorlar. En zor vardiya olan 4 -8 vardiyasında görev yapıyorlar. Dünya denizlerinde ülkemizin elçileri oluyorlar. Bu genç kadın kaptanlarımız bana göre çağımızın Sadun Boroları, Halikarnas Balıkçıları. Yaptıkları işle, yaptıkları paylaşımlarla birçok gence örnek oluyorlar. Onlarla gurur duyuyoruz” dedi.
hande-ipek-yamanel-2.jpgVİDEO İLE DAVET
Kapt. Hande İpek Yamanel, “Beni babam denizciliğe yönlendirdi. Stajımı konteyner gemilerinde yaptım. Çalışmaya konteyner gemilerinde başladım. Pandemide herkes evlerine kapanırken, biz açık denizlerde çalışmaya devam ettik. Daha önce kruvaziyer gemileriyle ilgili bilgim yoktu. Yük gemisinden ayrıldıktan sonra karada çalışmaya karar vermişken, kruvaziyer firmalarına başvurdum. Dönüş yapmayacaklar diye düşünüyordum. Başvurudan üç ay sonra haber geldi. Görüşmelerden sonra 2021’de işe başladım. 2.5 yıldır kruvaziyer gemilerinde çalışıyorum. Bizden önce kadın zabit yoktu yolcu gemilerinde. Yolu açmış olduk. İrem’i de bu sektöre davet ettim. Bizden sonra kadın kaptan da kadın başmühendis de artmaya başladı” dedi.
Kruvaziyer gemilerinin bambaşka bir dünya olduğuna değinen Yamanel, yük gemisinde 20 kişi ile çalışırken, yolcu gemilerinde 5 bin kişinin sorumluluğunu taşıdıklarını belirtiyor. Açtıkları pencereden yeni insanların girmesini arzuladıklarını vurgulayan Yamanel, şunları söylüyor: “Linkedln’de işyerimizi güncelleyince sorular gelmeye başladı. Okuyanlar, mezunlar, kadınlar, erkekler bizi soru yağmuruna tuttu. Birilerine nasıl yardımcı olabiliriz diye düşündük. Kruvaziyer gemilerindeki iş imkanlarını anlatmaya çalıştık. Tatildeyken İrem sordu, ben yanıt verdim. Çektiğimiz videoyu sosyal medyada paylaştık. Videomuzu çok kişi izledi. Denizcilik sektörü çok büyük yelpaze. Lise öğrencilerinden yazan çok oluyor. “Abla ben seni görüyorum. Örnek alıyorum” diyorlar. “Ben de üniversitede bu bölümü yazacağım, teşekkür ederim” dedikleri zaman, inanılmaz şekilde mutlu oluyorum ve “Ben teşekkür ediyorum” diyorum. “Bir şeyler değişiyor, bize yol açılıyor” diye düşünmeleri çok güzel. Umarım gençlere güzel örnek oluruz”.
Denizcilikte, “Sen kadınsın, dur bakalım” yaklaşımının hep önlerinde engel olduğunu dile getiren Yamanel, “Genç denizciler kendilerinin başkalarına frenlemesine izin vermesinler. Denizcilik çok hızlı gelişen bir sektör. İngilizcenin dışında İtalyanca, İspanyolca öğrenebilirler” diyor.
Yamanel, sektörde maaşın şirketlere göre değiştiğini, 4 bin dolardan 7 bin dolara kadar farklılaşan bir ücret yelpazesi olduğunu belirtiyor.
irem-duzdaban2.jpgGÖZÜNÜZDE BÜYÜTMEYİN
Kariyerine deniz taşımacılığının en zor alanlarından olan kimyasal tankerlerde çalışarak başlayan Kaptan İrem Düzdaban, “Zoru başarmayı severim. Tabuları yıkmak adına yeri geldiği zaman en ağır yükü sırtlandık. Kuzey denizlerinde seyreden bir tankerde çalışmak hiç kolay değildi. Bir de erkek egemen bir dünyada kadından emir almaktan hoşlanmayan bir personel var” diye konuşuyor.
Kruvaziyer sektöründe çalışmak için CV’sini gönderip gözünü kapadığını belirten Düzdaban, “Üç kruvaziyer operatörüne başvurdum. Üçü de dönüş yaptılar. Tankerden indikten 7,5 ay sonra kruvaziyer gemisine bindim. Dışarıdan pembe gibi görünüyor ama çok zor bir sektör. Fakat yapamayacağımız bir iş değildi. Bildiklerimizi unutup birçok şeyi yeniden öğrendik. Bu gemilerde son teknoloji var. Çok yönlü bir insan olmanız, sürekli yeni şeyler öğrenmeniz gerekiyor. Denizcilik dinamik ama kruvaziyer sektörü çok daha dinamik. Aynı gemiye gitseniz bile sürekli bir şeyler değişiyor. Zorlandığımız oluyor ama mutlu olduğumuz şeyler daha çok” diyor.
İşe girişle ilgili tüyo veren Düzdaban, “İnsanlar birinin ismini öne koyarak işe girdiğimizi sanıyorlar. “Sen kimi tanıyordun?” diye yazan da var. Kimseyi tanımadığımıza kimseyi inandıramıyoruz. Önemli olan CV’nizin dolu olması” şeklinde konuşuyor.
Kaptan İrem Düzdaban, gençlere şu önerilerde bulunuyor: “Yurtdışında bir firmada çalışmayı gözünüzde büyütmeyin. Fark edilmek çok güzel. İnsanı mutlu ediyor. Türk kadını, Türk insanı yetenekli. Hiçbir eksiğimiz yok, diğer gemilerde gördüğünüz sarışın, renkli gözlü, havalı officerden. Risk almak lazım. En büyük hayalim gençlerin “İrem diye biri var. O bize yardım eder” diyecekleri bir konuma gelmek”.
DAHA FAZLA TANITIM
Kaptan İrem Düzdaban, “Kargo gemisinde çalışırken, Hindistancevizi suyu içilen, gemiden alışveriş için yüzerek karaya çıkılan Karayipler’de olmayı hayal ediyordum. İlk Güney Amerika’daki Aruba Adası’na ayak bastım. İnsan kendini garip hissediyor. Haritalarda konumunuzu açıp dünyanın öteki ucunda olduğunuzu görüyorsunuz. Bikininizi giyip denizde yüzebiliyorsunuz. Zamanla yolcular da bizi tanıyor. Gelip fotoğraf çektirmek isteyenler oluyor. Kruvaziyer endüstrisinde reklam çok önemli. Biz firmanın reklamını yapıyoruz, firma da bizim reklamımızı yapıyor” diyor. Kaptan Hande İpek Yamanel ise, “İlk şoku Bahamalar’da yaşadım. Su gerçekten cam berraklığında. Fakat denizin havadan daha sıcak olabileceğini düşünememiştim” diye anlatıyor. Gemide yolcuların kaptan ve zabitlerle tanışmak istediğini belirten Yamanel, “Türk yolcu varsa özellikle sizinle tanışmak istiyorlar. Onlar için köprü üstü turu yapıyoruz. Yolcular Türkiye’de kültürel turu ve gece hayatını çok merak ediyorlar” diyor.
Yolcu ve personelin Türkiye hakkında ne düşündüğü sorumuza Kaptan İrem Düzdaban, “Türkiye’yi çok seviyorlar. Özellikle personel ülkemizi ucuz buluyorlar. İstanbul için Akdeniz turu satın alanlar çok. Benim şirketim Bodrum’a gitti. Herkes çok sevdi. Kuşadası’nı beğeniyorlar. İzmir’in biraz daha reklamı artırıp, makyaj yapması gerekiyor. Ülkemize daha çok turist gelmesi için, tur firmaları kruvaziyer firmaları ile daha fazla ortak girişimde bulunmalı” yanıtını veriyor.
LOJİPORT