“300 bin yabancı plakalı TIR, yükümüzü alıp gidiyor"
13.06.2024 01:58:06 |
“300 bin yabancı plakalı TIR, yükümüzü alıp gidiyor"
Panel konuşmacılarından Ayşem Ulusoy, "300 bin araç boş giriyor, yükümüzü alıp gidiyor. Bunu maliyetler yükseldiği için, biz uygun navlun veremediğimizden önleyemiyoruz. İhracatçı da, daha uygun fiyata bulduğu yabancı plakalı TIR’ı yüklüyor" diye konuştu
9. Ekonomi ve Lojistik Zirvesi, Türkiye Yüzyılı ve Lojistik Sektörü başlıklı panel ile başladı. Konuşmacılar, Türkiye’nin tedarik zincirinin kilit noktasında olduğuna dikkat çekerek, dijitalleşme ve yapay zekanın lojistiğe entegre edilmesinin önemini vurguladı.
FIATA Başkanı Turgut Erkeskin’in moderatörlüğünü yaptığı panele DEİK Lojistik İş Konseyi Başkanı Barış Dillioğlu, UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Murat Baykara ve UTİKAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ayşem Ulusoy katıldı.
9-lojistik-zirvesi-turkiye-yuzyili-paneli.jpegAyşem Ulusoy: Lojistikte artık icat çıkarıp, dijital dönüşüme geçmeliyiz
Türkiye, coğrafi olarak çok kıymetli bir yerde ama aynı zamanda bir ateşin ortasında. 4 saatlik uçuş mesafesinde 67 ülke ve 1.4 milyar insana ulaşma gibi bir avantajı var. 8 trilyon doların üzerinde bir ticaret hacminden söz ediyoruz. 2024, dünya açısından da, ülkemiz açısından da iyi gitmiyor.
Biz bir ürün satmıyoruz, ürünümüz hizmet. Artık nasıl farklılıklar yaratırız bunu konuşmamız lazım. Derneklerimiz yeni dönemde söz birliği ettiği için çok daha güçlü ses çıkarıyorlar. Şu anda yapmamız gereken yapay zeka gibi farklı söylemlerle öne çıkmamızdır. Bizim artık boş şeylerle de uğraşmamız ve icat çıkarmamız gerekiyor.
Dijital altyapımız hiç de boş değil. Ama çok kısa sürede yapay zekayı da çalıştırarak yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Filoları yönetirken hep aynı problemleri yaşıyoruz. Bu problemleri genele uyarlayıp yapay zekayla çözebiliriz. Tüm sektörlerde insan kaynağı sorunumuz yok mu? Bunu da yapay zeka ile çözemez miyiz? Çözülmeyecek problemlere çok kafa yormamalıyız. Yeni icatlar çıkarıp, dijital dönüşüme geçelim.
Bence Türkiye’de en büyük problemlerden biri, bölgesel lojistik planlaması yapmamamızdır. Bölgesel çalışmalar yapıp, dijital planlamalarını ortaya çıkarmalıyız. Ağaca değil, ormana bakmamız gereken bir dönem yaşadığımızı düşünüyorum. İlgi odağımızı dağıtırsak, gelmiş olan fırsatları kaçıracağımızdan korkuyorum.
Koridorlarla ilgili hazırladığımız raporları ilgili tüm birimlere ilettik. Fakat, orta koridor ve diğer koridorlarda fiziki ve gümrük altyapılarının entegre edilmesi için Türkiye olarak yapacağımız ciddi işler var. Hem fiziki ve hem de gümrük sorunları büyük problem. Koridordaki bütün ülkeler, oturup entegrasyonu çözmeliler.
Yabancı araçların ülkemizden yük almalarına ben de karşıyım. Ama biz maliyetler yükseldiği için uygun navlun vermekte zorlanıyoruz. İhracatçı da daha uygun fiyata bulduğu yabancı plakalı TIR’ı yüklüyor. Bizim maliyetlerimizi azaltmamız ve daha uygun maliyetler edineceğimiz dönemin gelmesini ben de bekliyorum.
Turgut Erkeskin: Atıl kapasiteler verimlilerle buluşturulmalı
Kapasite optimizasyonu yapıp, atıl kapasiteleri verimlilerle buluşturmalıyız. Türkiye genelinde de, lojistik yönetimi yoğunlaşıyor ama üretim her yerde. İle göre büyük ekonomiye entegre edilmesi gerekir. Derneklerimizin arasında tatlı rekabet oluyordu. Bugün, tüm sivil toplum örgütleri aynı şeyi söylüyor. Zira problemleri oldukça azalttık.
Barış Dillioğlu: Çin-Brezilya navlunu 6 bin dolar, Türkiye-Brezilya 500 dolar
Her şey bize bir şey öğretiyor. Dijitalleşme pandemiyle hızlandı, oradan yapay zekaya evrildi. Bir Evergreen gemisi kanalı kapattı, dünya ticareti alt üst oldu. Şu anda yapay zeka çok ileri düzeye gelirse, daha doğru rotalar ve daha doğru fiyatlar ortaya çıkacak.
Navlunlar düşüyordu, Kızıldeniz’den sonra birden yükselmeye başladı. Rota uzadı, çevresel problemler ve sigorta şirketlerinin zorlukları ortaya çıktı. Türkiye’nin en büyük sorunu çevresel cezalardır. Bunlar dünya ortalamasının çok üzerindedir. Bu da, yabancı gemilerin ülkemizi rotalarından çıkarmalarına neden oluyor. Tonaja ve kirletmeye bakmadan uygulanan bir fiyat politikası var bu değişmeli.
Beklenmedik vergi ve yaptırım ücretleri ortaya çıktı. Dünyada ekonomi gerilerken, konteynerde yüzde 11 bir artış var. Güney Amerika’da oldukça hareketli bir pazar var. Özellikle LATEM denilen bu bölgede tercih Türkiye’ye döndü. Çin ile LATEM arasındaki navlunlar 6000 dolar seviyelerindeyken Türkiye-Brezilya navlunları 500 dolar civarında. Kızıldeniz probleminin hemen çözüleceğini düşünmüyorum. Şu anda da yine bir boş konteyner krizi yaşanıyor. Vergilerden doğan sıkışıklık devam edecek ve yıl sonuna kadar navlunlar bu seviyede gidecek.
20’lik konteyner üretimi gittikçe azalıyor. Çin, yoğun bir şekilde 40’lık konteyner üretiyor. Türkiye için dezavantaj, çünkü ihraç yüklerimizi genelde 20’lik konteynerle yapıyoruz. Biz yapay zekayla gereksiz işleri yapmayacağız. Armatör, şu anda maliyetlerini hesaplayamıyor. Her şey bir mantığa dayalı. İsrail’den kalkıp ülkemizden geçerek transit gidecek uçağa yakıt vermezseniz olay çok başka yerlere gider.
Son 15 yılda Türkiye, dünyaya nasıl bakacağını öğrendi. İyi yoldayız ama eksiklerimizin giderilmesi lazım. Maliyetlerimiz Avrupa seviyesinin de üzerine çıktı. Büyük emek sarfediyoruz ve karşılığını almalıyız. Ülkedeki ihracatçı sayısının mutlaka artması lazım. Hala peçeteye yazıp talimat atan ihracatçı var.
Turgut Erkeskin: Planlamalar, yapay zeka ile yapılabilir
ABD alımlarının yönünü değiştirdi, bu da navlunların dengesini ortadan kaldırdı. Üretimin 40’lık konteynere kayması için Türkiye için çok kritik. İşte tam da burada yapay zeka devreye girip planlamaların düzenlenmesini sağlayabilir. Dün hayal gibi görülen, Çin’den Türkiye’ye karadan taşıma yapılmaya başlandı. Tüm güzergahlara ihtiyaç var. Çok büyük veri ama çok iyi analiz etmemiz lazım.
++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Murat Baykara: Türkiye, artık küresel lojistik merkezidir
Özellikle pandemi sürecinde tedarik zincirinin kopmasından dolayı dünyanın en büyük şirketlerin irtibatının nasıl kesildiğini gözlemledik. Tedarik zincirlerinin kilit noktasındayız. Ülkemizin ihracat taşımaları 2 yılda 2 milyonu geçti. Transit taşımalar yüzde 60 arttı. İthalat taşımaları 1 milyon sefere ulaştı ve rakamlar giderek büyüyor. Türkiye, artık küresel lojistik merkezidir. Koridorların etkinleşmesi için bütün sivil toplum örgütleri ortak çalışmalıdır. En güvenli geçiş orta koridor olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye olarak uluslararası taşımacılığın bir parçası olduğumuzu göstermeliyiz. Transit geçişler desteklenmeli, firmaların lojistik altyapıları desteklenmelidir.
Hizmet İhracatçıları Birliği olarak sorunlu ülkelere gidip neler yapabileceğimizin çalışmasını yapıyoruz. Koridorların önündeki engellerin aşılmasıyla payımız çok daha büyüyecek. Yurtdışı ofis kirası, belgelendirmeyle ilgili destekler, yurtdışı fuar katılımları devletimiz tarafından karşılanmaktadır. Eximbank kredileriyle ilgili çalışmalar yaptık. Sektörün uzun vadeli kredilere ihtiyaçları olduğunu gördük ve Eximbank yetkililerine ilettik. Önümüzdeki günlerde uzun vadeli kredilerin de önü açılacak. Dijitalleşmeyle ilgili yazılım desteği alma konusunda çalışmalar yaptık ve bakanlığımıza ilettik.
Türkiye, transit ticaretin serbest olmasından yana, Türkiye, bizden para almayan ülkelerden almıyor. Bizden alan ülkelerden mütekabiliyet gereği alıyoruz. 300 bin araç boş girdi ve yük aldı deniyor. Bu çok önemli bir sorun. Bu 300 bin araç için eğer gerekli şartları yerine getirmiyorsa savaş vermeliyiz.
Turgut Erkeskin: Koridorların öne çıkması için sistem dijitalleşmeli
Mallar değil, artık tedarik zincirleri rekabet ediyor. Konumumuzdan dolayı her yere kısa sürede ulaşabiliyoruz. FIATA’da en çok tartıştığımız konu koridorlar. Orta koridoru öne çıkarmak ve sistemi dijitalleştirmek gerekir. Bütün taşıma modları nasıl birbiriyle entegre edilir ve transferler hızlandırılarak koridorlar canlandırılmalıdır.
Selçuk ONUR - LOJİPORT