Tedarik zinciri ve lojistik robotik tehdit altında
29.01.2025 11:49:37 |
Transearch Türkiye Yönetici Ortağı Murat Öztürk, özellikle tedarik zinciri, lojistik ve otomotivde otomasyon ve robotik sistemlerin daha da yaygınlaşacağını belirterek, “Şirketlerin bu süreçte İK politikalarını çok iyi yönetmesi gerekiyor" dedi.
Dünya genelinde 40 ülkede faaliyet gösteren yönetici araştırma ve liderlik şirketi Transearch International’ın Türkiye Yönetici Ortağı Murat Öztürk, tedarik zinciri ve lojistik sektörleri de dahil 2025’te ve yakın gelecekte tüm sektörlerin insan kaynağı yönetimine ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Murat Öztürk’ün DÜNYA Gazetesi’nin sorularını şu şekilde cevapladı:
Her sektörde olduğu gibi lojistikte de 2025 yılında maliyetler artıyor. İnsan kaynağı yönetimi maliyet yönetiminde nasıl bir etkiye sahip?
Türkiye’de hemen her sektör insanın, insan gücünün bir şirkette çok önemli bir sermaye olduğunun farkına vardı. Pandemi sonrası herkes özellikle insan ve kültür konusunda değişiklikler yaptı, danışmanlıklar aldı. Bunların hepsi içerideki çalışanı değiştirmek için alınan aksiyonlar. Tabi ki maliyetler de artıyor. İyi çalışanı tutmak için ona göre ücret politikaları oluşturuyoruz, yan hakları düzeltiyoruz. Çalışma ortamında geliştirmeler ve iyileştirmeler yapıyoruz. Bunlar da maliyetleri etkiliyor, yukarı çekiyor.
Bu 2025’te de böyle devam edecek. Çalışana, insana, içerideki kültürü geliştirmeye yapılacak yatırımlar devam edecek ve süreçte maliyetleri de artıracak. Bunun en önemli nedeni içerideki, elde var olan değerli çalışanı kaybetmemek. Çünkü, yerine yenisini koymak daha maliyetli. Dışardan yeni birini bulmak hem iş kaybına neden oluyor hem de içerideki maliyetten daha büyük bir maliyete sebep oluyor. 2025’teki trend de böyle devam edecek. Tüm sektörlerde çalışana, insana yatırım yapmaya insan ve şirket kültürünü değiştirmeye, iyileştirme yapmaya her şirket devam edecek doğal olarak.
İK yöneticileri yeni sürece iyi hazırlanmalı
İnsan kaynağına 2025’in penceresinden baktığınızda gelecek nasıl görünüyor?
İnsan ve iş kültürü ile birlikte şirketlerin en büyük yatırım maliyeti teknoloji. 2030’da yapay zekâ, robotik sistemler çok daha fazla hayatımızda olacak. Bu da belli iş gücünün ekarte edilmesi anlamına geliyor. Endüstri 4.0 ve robotik sistemlerin işin içine giriyor olması belli mavi yaka çalışanlarının elimine olmasına neden olacak.
O yüzden şirketler buraya yatırım yaparken bir yandan da buradan elde edilecek tasarrufu profesyonel kadroları daha yukarı çekmeye çalışacaklar buradan tasarruf edilecek bütçelerle. 2030 ve daha sonrasında 2040’lara doğru artık dijitalin daha çok işin içinde olduğu bir dönem olacak. Benim görüşüm çağrı merkezlerinin 2040 yılında tamamen biteceği yönünde. Çağrıyı karşılayanların tamamen bir robot üzerinden çözüm sunacağı, yapay zekânın daha çok içimizde olacağı bir takım sektörlerde insan kaynağının yerini tümüyle alacağı bir döneme doğru gidecek. Tabi ki Türkiye ve dünyadaki tüm İK yöneticileri ve liderleri de bunları görüyor bu yeni sürece hazırlanıyor.
Otomobilleri tamamen robotlar üretecek
Sizce şirketlerin ne yapmaları gerekir bu robotik döneme hazırlık yönünden?
Açığa çıkacak insan gücü başka nerelerde değerlendirilebilir, kapanacak koltuklar, o pozisyonları boşaltacak kişiler nerelere kaydırılabilir. Eğer bu insanlar farklı bölümlerde istihdam edilemiyorsa, çıkış planları nasıl yapılabilir bunlarla ilgili şirketlerin iyi planlama yapması ve şirket imajlarını iyi koruması gerekiyor. Şirketlerin insanları işten çıkarma politikalarının da iyi yönetilmesi gerekir.
Çünkü burada izlenecek yaklaşımlar kamuoyu nezdinde negatif izlenimlere ve kurumsal kimliğe, marka imajına zarar vermemeli. 10 yıllık 20 yıllık çalışanlar söz konusu burada. Ben bu iş kategorisini robotla değiştirdim dediğiniz zaman bunu herkese iyi anlatmanız gerekiyor. Bu konuyu şirketler şimdiden düşünüyor mu diye sorarsanız, cevabım bu aşamada hayır olacak. Henüz bu konu gündemlerine girmiş değil. Yakın bir zamanda otomobilleri, küçük ev aletlerini tümüyle robotlar üretecek. Bu şu anlama geliyor ki buradan çıkacak insanlar olacak. Bu insanların yeniden farklı alanlara kaydırılması ve çıkış planlarının iyi yönetilmesi gerekecek.
Lojistik ve tedarik zinciri nasıl etkilenecek ?
Hem tedarik zincirleri hem de lojistik firmalar etkilenecek. Yüklemeler, ürün sayım ve sınıflandırma süreçleri, barkodlama bunların hepsi nerdeyse robotik sistemlere döneceği için etkilenecek. Zaten belli aşamalar dönmüş durumda. Özellikle tedarik zincirinde ve lojistik hizmetlerin belirli alanlarında görev yapan kadrolarda bir işsizlik olgusu ve bir atıla çıkma durumu olacak. Şirketler iyi bir politika ile burada ayrışabilirler.
Robotik sistemi kullanarak 50 kişi çıkardınız diyelim, o 50 kişiyi başka bir yerde kullanabilirsiniz. Onlar bu süre içerisinde yetiştirilerek merkez ve genel müdürlük kadrolarında neden uzman olarak çalışmasınlar? Satış, pazarlamaya, finans bölümlerine belki insan kaynakları departmanlarına yönlendirilebilirler. Belli şirketlerin diğer iştiraklerinde istihdam edilebilir. 5-10 yıl sonra açığa çıkac ak insanlar ne yapılacağı gerçekten önemli bir konu.
Kadın istihdamına destek yeterli değil
Belli sektörlerde ve kadın nüfusunun sisteme dahil olamadığını görüyoruz. Kısa vadeli ve uzun vadedeki görüşünüz nedir bu konuya?
Türkiye’de güzel çalışmalar yapılıyor. Kadın istihdamı ve liderliğini desteklemek anlamında. Yönetim kurullarındaki duruma baktığımızda çok daha fazla kadın var artık. Aynı şekilde ara kademelerdeki kadınların da desteklendiğini görebiliyoruz, güzel sonuçlar var. Yeterli mi, değil.
Diğer tarafta işin birde saha tarafı var. Bugün birçok insan gücünde hala erkekler tercih ediliyor. Emek, ter ve bilek gerektiren işlerde erkekler hala çoğunluğu oluşturuyor. Emek ve bilek gerektiren işlerde de kadınlar desteklenmeli, bu alanda yapılacak çok şey var. Türkiye burada biraz daha geride. Biraz kültürle de alakalı. Sadece gelişmiş ekonomilerde değil gelişen ekonomilerde de erkeklerin domine ettiği bazı işlerde kadınların olduğunu görebiliyoruz. Bunlar forklift operatörü olabilir, uzun yol şoförleri olabilir, postacı olabilir.
Türkiye’de de sadece yönetim kadrolarında değil bu tarafta da mavi yakalı tarafında da kadınların desteklenmeleri gerekir. Ara kademelerdeki pozisyonlardan belki daha çok ihtiyaç var. Biz kadına zorlanacağı ya da yorulacağı bir iş vermeyen duygusal bir ülkedeyiz. Türklerde aslında kadına karşı büyük bir saygı var. Kadına incineceği ve yorulacağı bir işi yaptırmama gibi bir duygu hali var. Halbuki bu pozisyonlarda çalışmaya hazır birçok kadın vatandaşımız var.
İK politikalarını şirketler nasıl yönlendirmeli, neler yapmalı?
Bu değerlendirmeleri spesifik olarak lojistik sektörü için de genel sektörler için de tedarik zincirleri için de söyleyebiliriz. Lojistik özellikle çok rekabetçi bir sektör öncelikle, global oyuncular var Türkiye’de. Rekabetçi bir sektör ve bu rekabetin avantaja çevrilmesinin yolları aranmalı. Burada birtakım farklılıklar yapılabilir.Çünkü insan gücünün yoğun olduğu bir sektör. Robotik sistemlere daha fazla geçiş nedeniyle insan kaynağında tasarruflar olacaktır. İnsana yapılacak yatırımlar burada rekabeti avantaja çevirebilir diye düşünüyorum.
Türk kadını zorlu meslekleri de yapabilir
Uluslararası taşımacılık için kadın sürücü adaylarını cesaretlendirecek neler söyleyebilirsiniz?
Uzun yol sürücüsü dediğiniz iş zor bir meslek. Kadın ya da erkek ayrımı yok. Bunun eğitimini almış, güvenli sürüş eğitimini almış, psikolojik eğitimlerden de geçmiş olmak önemli. Aslına bakılırsa iyi kazandıran, önemli ve sürdürülebilir bir meslek. Uzun yol sürücülüğünü bir robotla değiştiremezsiniz bitmeyecek bir iş. 2100 yılına da gelsek de bu değişmez, bu meslek devam eder. Bu noktada kadınlar cesaretlendirilebilir. Bir takım ön yargılar olduğu açık. Ancak eğer dünyada değişik ülkelerde bu işi kadınlar yapabiliyorsa Türk kadınlarının da bu zor mesleği yapabileceklerine inanıyorum.
Önyargıları kırmak, algı yaratmak, iyi bir meslek olduğunu, iyi bir iş olduğu bilincini oturtmak yine kadınları cesaretlendirecek bir çaba olacaktır diye düşünüyorum. Algının toplumda değişmesi gerekiyor. Mesleğinizi söylediğinizde şaşkınlık yaratmaması veya negatif bir imaj oluşturmaması gerekiyor. Kadınların iş gücünde birçok alanda çalışması çok önemli.
Uzun yol ve ağır araç şöförü bulmak zaten çok zor ve kadın erkek ayrıştırması bile yapmamak gerekiyor. Çok sayıda kadın iş hayatına atılmak, meslek edinmek ve para kazanmak istiyor. Lojistikte bu pozisyonlar için kadınlar daha fazla teşvik edildiğinde sektörün geleceği açısından da önemli bir kazanım olacaktır.
Necmi ÇELİK – DÜNYA
LOJİPORT